1980 yılından itibaren Ambalaj Makinaları ve Konveyör Sistemleri sektöründeki tecrübelerinizi 2005 yılı itibariyle Hasel adı altında müşterilerinizle buluşturuyorsunuz. Hasel, kuruluşundan bu yana hangi süreçlerden geçmiştir?
Değişim ve gelişim aşamalarınızdan bahsedebilir misiniz? Belki de bizi bu günlere getiren en büyük gerçek Genel Müdürümüz Ertürk Atılgan’ın kendi dönemlerindeki alaylı ve teknik bilgilerini günümüz teknolojileri ile sentezleyebilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda da firma içerisinde aile gibi olabilmek ve tüm yeniliklere açık olarak hepimizin her gün yeni bilgiler ve tecrübeler kazanmasında etken olmuştur. Süreç içerisinde her firmada yaşandığı gibi bizler içinde zor ve sancılı süreçler olsa da azimle hedeflerimizden şaşmamamız bizleri bugünlere ve HASEL’i bir marka haline getirmeye taşımıştır.
Paketleme Makinaları ve Konveyör Sistemleri kapsamında üretimini yaptığınız ürünler hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?
Günümüz koşulunda her ürün bir nevi paketlenme zorunluluğu içerisindedir. Bizde bu doğrultuda özellikle shrink ambalaj alanında yer alıyoruz ve artık teknolojinin ilerlemesi ile makinalarımızın dâhilinde komple anahtar teslim üretimler kurabilmemiz için konveyör, otomasyon ve robotik uygulamalar ile tüm sistemleri sunmaktayız.
Faaliyet gösterdiğiniz sektörler ve ürün gruplarınız nelerdir?
Yaptığımız iş kolu olarak genellikle her sektörde konveyör ve paketleme makinaları kullanılmaktadır. Fakat biz firma olarak paletli üretim hatları, havalimanları, kargo dağıtım merkezleri, e-ticaret, gıda-içecek sektörlerine ağırlık vermiş konumdayız.
Sizce alıcılar satın almalarda hangi kriterlere göre tercih yapmalı ve hangi noktalara dikkat etmeli?
Maalesef özellikle ülkemizde tüm satın almacılar makinanın teklif üzerindeki fiyattan makinayı değerlendirmektedirler. Fakat işin kazanç sağlayan kısmı aslında makinayı aldıktan sonra makinanın uzun süre çalışma kalitesini, herhangi bir aciliyette hızlı ve sorumluluk sahibi olarak servis müdahalesini veya makinanın teknolojik gelişiminden dolayı firmaya sağladığı elektrik tüketim avantajlarını kimse bilmemekte ve değerlendirmemektedir. Oysaki firmaya asıl kazancı makinanın çalıştığı sürece bu etkenler sağlamaktadır.
Hasel olarak müşterilerinize satış sonrası sunduğunuz hizmetlere kısaca değinebilir misiniz?
Firma olarak kendimize en çok prensip edinip güvendiğimiz konuların başında satış sonrası memnuniyet gelir. Bizim firma olarak farkımız 24 saat hizmet verdiğimiz destek ve bu iş için firmamızda özel ekibin olmasıdır. Makinamızı satmamız veya 2 senelik garanti kapsamı bitmiş olsa da Türkiye’nin her bölgesindeki makinalarımız için ücretsiz bakım ve servis vererek müşterilerimizin sonsuz güvenini sağlamış konumundayız. Bu yüzden de 40 yıl süresince sadece firmamıza güvenip makine alan müşterilerimiz mevcuttur.
Gerek yurt içi gerekse yurt dışında hizmetler veriyorsunuz. Yurt dışında nasıl bir çalışma politikası izliyorsunuz?
Hasel olarak dünyanın her bölgesinde makine parkuruna sahibiz bu sebepten dolayı bu yıl itibari ile firma olarak yurt dışına açılma kararı aldık. Barselona, Paris, Amsterdam ve Köln‘de kendi firmamızı kurarak yurt dışı satış ve servis ağını direk lokal olarak o bölgelerden yürütmekteyiz.
Türkiye’de sektörün bugün gelmiş olduğu konumu şu anda içinde bulunduğumuz piyasa koşullarını da göz önünde bulundurarak değerlendirirsek neler söylersiniz?
Tüm sektörel rakip ve aynı zamanda dost firmalarımızı aslında çok yakından takip ediyoruz ve genel olarak görüşüm Türk firmalarının özellikle son 10 yıl içerisinde çok başarılı bir konuma gelmesidir. Biz de tüm Türk makine imalatçılarının ortaya çıkardığı ve dünyaya sunduğu ürünler ile gurur duyuyoruz.
Doğru paketleme ve ambalaj bir ürün için neden önemlidir?
Bir ürünün öncelikle hijyenini ve akabinde ilk göz ile görselliğini sağlayan ambalajıdır. Bir üretici ne kadar uygun koşullarda ve kalitede ambalaj üretiyor ise bizce ürününe o kadar değer veriyor demektir.
Geleceğe yönelik hedefleriniz hakkında neler söylersiniz? Yeni bir ürün ya da proje çalışmanız var mı?
Her geçen gün ürün gamımızı geliştirmemizdeki en büyük etken belirttiğim gibi artık yurt dışındaki firmalarımızı Avrupa’nın lider firmaları arasında anılır konuma getirmek ve Türk makinacılığını daha ileri boyutlara taşımaktır. Bundan sonraki hedefimiz Avrupa’dan sonra Amerika ve Latin Amerika’da da firmamızı kurarak aynı başarı ile devam etmektir. Burada bize sağlayacak ve hedefimizi etkileyecek en önemli etken; teknik ve kalifiye personel ağını geliştirmek bununla birlikte gençlere daha fazla imkân tanımak olacaktır.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Benim kendi düşüncem söylem, eleştiri ve beklentiler yerine herkesin kendi imkânları dâhilinde uygulamalar yaparak ve tüm sektörel firmalar ile samimi paylaşımlar içerisinde olması ve akabinde global pazarda çok daha iyi konuma geleceğimizdir. Çünkü Türk milletinin yapısında üretim, ileri görüşlülük ve çalışkanlık mevcuttur, bu özel karakteristik becerileri teknoloji ile daha çok harmanlamamız gerekmektedir.
Yayın kuruluşunuza bizleri okuyarak sektörel takibi sağladığı için, tüm üretici firmalara da ülkemize ışık tuttukları için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.
0 YORUM