LA SAGRADA FAMILIA
Barselona şehrinde yer alan La Sagrada Familia (Kutsal Aile), halk arasında bitmeyen kilise olarak da bilinmektedir. Modern mimarinin öncülerinden Antoni Gaudi'nin 1883 yılında devraldığı fakat 1926 yılında bir tramvayın altında kalarak ölmesi sonucu yarım kalan bir bazilikadır.
Gaudi, bazilikadaki büyük kulelerden bir tanesinin bitimini görebilmiştir. Kuleleri tasarladıktan sonra bu kulelerin Barselona'ya gelecek olan gezginler için mükemmel bir karşılama olacağına inandığını belirtmiş ve kulelerin tepesindeki süslemelerin cennet ile yeryüzü arasında bir bağlantı sağlarmış gibi göründüğünü de ifade etmiştir. Bazilikanın iç yapısını ayakta tutan kolonlar dallanıp budaklanan ağaçlar şeklinde tasarlanmıştır. Yapının içine girildiğinde ormanda dolaşma hissi uyanır. Gaudi’nin şehirde yaptığı bütün yapılardan elde edilen gelirleri yatırdığı bu yapı, günümüzde Barselona'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisidir.

PARK GÜELL
Dönemin kraliyet ailesine mensup Eusebi Güell, İngiltere ziyareti sırasında görerek etkilendiği bahçe-şehir tarzındaki bu projeyi gerçekleştirmek için yakın dostu Antoni Gaudi’yi görevlendirmiştir. 1900'den 1914'e kadar inşa edilen Park Güell resmi olarak 1926'da halka açılmıştır. 1984 yılında UNESCO, parkı "Antoni Gaudi'nin Eserleri" adı altında bir Dünya Mirası Alanı olarak ilan edilmiştir.
Park Güell, Gaudí'nin natüralist dönemine (20. yüzyılın ilk on yılı) ait sanatsal zenginliğinin bir yansımasıdır. Bu dönemde mimar, organik şekillerden ilham alarak tarzını mükemmelleştirmişti.  Köklerini geometri analizine dayanan bir dizi yeni yapısal çözümü uygulamaya koymuştur.

CASA BATLLO
İskelet ev olarak da bilinen Casa Batllo, 1877 yılında ilk sahibi Lluis Sala Sanchez tarafından yaptırılmıştır. Ardından 1900 yılında Batllo ailesi, evin tasarımını pek beğenmese de merkezi konumu nedeniyle evi satın almıştır. 1904 yılında Josep Batllo; eşi benzeri olmayan, cüretkâr ve yaratıcı olarak öne çıkan bir ev tasarlayacak mimar araması sonucu Barcelona’nın en önemli mimari eserlerinin tasarımına sahiplik eden Mimar Antoni Gaudi tarafından tasarlanmıştır.
Yapının en ilgi gören bölümü ön cephenin üst kısmında bulunan ve bir sürüngenin sırtını andıran dik,  dar ve renkli Ejderha Sırtı’dır. Çizim Odası, Gaudi üslubunun ön plana çıktığı Bacalar, evin arka bölümündeki teras ve arka cephe, yapı içindeki yemek odası, şömine odası ve çatı katı Casa Batllo ziyareti sırasında görülmesi gereken en önemli bölümler arasında yer alır.

PİCASSO MÜZESİ                
Adından da anlaşıldığı üzere bu müzede 20. yüzyılın önde gelen İspanyol sanatçılarından Pablo Picasso'nun yapıtlarının sergilenmektedir. 4251 yapıtın sergilendiği Picasso Müzesi, La Ribera bölgesinde yer almaktadır.
Müze, 9 Mart 1963 tarihinde açılmış ve Picasso'nun yapıtlarına ev sahipliği yapan ilk müze olmuştur. Aralarında Picasso'nun yakınlarına ait parçaların da bulunduğu 574 yapıtla açılmıştır. Müzenin seçkisi 2008'de gözden geçirilmiş ve gravürleri de içerecek biçimde varsıllaştırılmıştır.
 
FİGUERES KÖYÜ VE DALÍ TİYATROSU VE MÜZESİ
Figueres, Barselona Şehrine yaklaşık bir buçuk saat mesafede Fransa sınırına yakın bir kasaba olarak bilinmektedir. Şehir, gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenen Salvador Dali'nin doğduğu şehir olan Figueres şehri Dalí Tiyatrosu ve Müzesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır.
Dali tarafından tasarlanarak günümüzde turistik bir mekan haline gelen Dalí Tiyatrosu ve Müzesi, burada gömülü bulunan İspanyol ressam Salvador Dalí'ye adanmıştır. Müze, dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzeleri arasında yer almaktadır.

PRADO MÜZESİ
Prado Müzesi, İspanya'nın başkenti Madrid'de yer alan bir müze ve sanat galerisidir. Resim ve heykel müzesi olarak kurulmuş olup, ayrıca 5.000 den fazla çizim, 2.000 baskı, 1.000 madeni para, Madalyalar ve yaklaşık 2.000 süs eşyaları ve sanat eserlerini içerir. Heykel, küçük bir sayıdaki eksik heykelsel parçalara göre 700 den fazla eserle temsil edilir. Madrid'de en çok ziyaret edilen yerdir.
Dünya'nın en önemli müzelerinden biri olan, 19 Kasım 1819'da Jean de Villanueva'nın yapmış olduğu yapıda hizmete giren Prado Müzesi, krallık koleksiyonlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Müze, İspanyol ressamlarının (El Greco, Velazquez, Goya, vb.) ve Hollanda ressamlarının (Bosch, Rubens, vb.) pek çoğunun yapıtlarının yanı sıra, birçok heykel, çizim vb. sanat yapıtı içermektedir.
 
KRALİÇE SOFIA ULUSAL SANAT MÜZESİ
İspanya’nın başkenti Madrid’de yer alan 20. yüzyıl sanat eserlerinin sergilendiği bir sanat müzesidir. İspanya kraliçesi Sofía de Grecia’ya adanan müze, 10 Eylül 1992’de açıldı. Madrid Atocha Tren İstasyonu ve metrosuna yakın olan bu müze Sanatın Altın Üçgeni'nin güney ucunda yer almaktadır. "Sanatın Altın Üçgeni", Paseo del Prado caddesi çevresinde yer alan Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Müzesi, Prado Müzesi ve Thyssen-Bornemisza Müzesi'nin bulunduğu bölgeye verilen bir isimdir.
Müzede ağırlıklı olarak İspanyol sanatının eserleri sergilenmektedir. İspanya’nın 20. yüzyılda yaşamış en tanınmış sanatçılarından ikisi olan Pablo Picasso ve Salvador Dalí’nin en önemli eserlerinin birçoğu burada sergilenmektedir. Bu eserlerden en tanınmış olanı Picasso’ya ait olan Guernica tablosudur.
 

Ünlü Türk tarihçi İlber Ortaylı, “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” adlı kitabının Yedi Gezi Rotası isimli bölümünde İspanya’ya şu sözlerle yer veriyor:
“İspanya'yı görmelisiniz. Seyahatinize Barcelona'dan başlayabilirsiniz. Böylece hem bu güzel karışımın unsurlarından birini görmüş olursunuz hem de dünyaya açık, medeni Akdeniz'i yaşarsınız. Akdeniz başlı başına bir dünyadır. O dünyanın geniş pencerelerini Barcelona' da bulursunuz. Barcelona zengindir, sanayisi gelişkindir. Mimar Gaudi'nin eserleri oradadır. Bir musiki şehridir, opera şehridir.

Şehrin konser salonu ve opera binası mühim eserleridir. Çarşısı pazarı da ihtişamlıdır Barcelona’nın; mutfağına vakit ayırmak gerekir. Şehirdeki Picasso Müzesi'ni, yine civardaki Figueras- Girona'daki Salvador Dali Müzesi'ni dolaşmak şarttır. Katalonya'nın başkenti Barcelona, Avrupa'nın en Avrupai başkentidir. Her sokak, her bina sergiliktir. İnsanlarına ayak uydurmakta zorlanmazsınız. İspanya elbette Barcelona'yla bitmez. Akdeniz'e nüfuz etmek için daha epey dolaşmak gerekir. Mesela Endülüs... Bizim kültürümüzün bir parçasıdır, mutlaka ziyaret edilmelidir. Keza İspanya, Ortaçağ İslam tarihinin en önemli merkezlerinden biridir. Madrid'in Prado ve Kraliçe Reina Sofia gibi ünlü müzelerini, operasını da programa eklemeli.''