Kulp Makine olarak sektörün bilinen isimlerinden birisiniz ama yine de firmanızın kuruluş serüveni hakkında okuyucularımıza kısaca bilgi verir misiniz? Kulp Makine günümüze kadar nasıl bir gelişim gösterdi, hangi süreçlerden geçti? 

Kurulduğu ilk yıllarda farklı sektörlere yönelik çeşitli dolum makineleri, vakumlu mikserler ve karıştırıcı, toz pudra dolum makineleri gibi çok çeşitli ürün gamıyla sektöre hizmet veren firma, değişen ve gelişen dünya koşulları çerçevesinde, zaman içinde kurumsallaşarak, dolum, kapak dizme, kapak kapama ve etiketleme makinelerinden ve transfer pompalarından oluşan ambalaj makineleri imalatında faaliyet göstermeye başlamıştır.
 
Bu başarının ardındaki en önemli etken firmanın her makineyi yapar konumdan çıkarak belli makinelerin üretimi üzerinde uzmanlaşması ve bu makineler için eksiksiz bir satış sonrası servisi hayata geçirmesi yatmaktadır.  
 
Her türlü yedek parça temininde zengin stokları aracılığıyla kısa sürede hizmet veren firma, satış sonrası süreçte de müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çözümler sunmakta ve sürekli gelişmek için AR-GE faaliyetlerini her geçen gün daha da güçlendirmektedir.
 
 
2014 yılının genel performansını değerlendirecek olursanız neler söylersiniz? 2015 yılıyla ilgili hedef ve beklentileriniz neler? Yeni bir ürün, yatırım ya da proje çalışması duyacak mıyız sizlerden?

Biz 2014 yılını iki farklı başlık altında değerlendirdik. Bir tanesi yurt içi pazar payımız, diğeri ise ihracat pazar payımız olarak adlandırabiliriz. Yurt içi satışlarda hedeflenen % 20’lik artışı bir miktar geçerek bu hedefimizi yerine getirmiş olduk. İhracatta ise 2 önemli hedefimiz vardı. Bunlarda ilki %20 oranında artış ki, bunun çok üzerine çıkarak yaklaşık %40 oranında bir artış yakaladık. Diğer hedefimiz ise şu ana kadar pek aktif olamadığımız pazarlara giriş yapmaktı. Bu hedefimizde Pakistan, Kırgızistan, Panama gibi ülkelere satışlar yaparak gerçekleştirdiğimize inanıyoruz.
2015 yılı ile ilgili olarak hem yurtiçi hem de yurtdışı satışlarda %30 oranında bir artış hedefliyoruz. Tabii ki ihracatta bir diğer hedefimizde gene bu güne kadar satış yapamadığımız en az 4 yeni ülkeye satış yapıp, bu yeni pazarlarda hem tanınmak hem de referans elde etmektir.

Daha tasarruflu ve daha kaliteli ürünlerin üretimi için AR-GE oldukça önem taşıyor, bu paralelde AR-GE için yürütülen çalışmalarınızı paylaşır mısınız?                   

Her sene bir AR-GE projesini tamamlamaya çalışıyoruz. Bu projenin konusunu da müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda belirliyoruz. Bu kararda bir diğer etken ise konumuz ile ilgili yeni teknolojiler ve bu teknolojilerin ülkemizde üretilmeyenlerini ülkemizde üretmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Geliştirdiğimiz AR-GE projelerinde mutlaka TÜBİTAK veya KOSGEB ile ortak projeler üretmekteyiz.
 
 
Pazardaki rekabet ortamı içerisinde etkinliği sürdürebilmenin bir diğer yolu da satış sonrası teknik destek hizmetleridir. Kullanıcılara sunduğunuz teknik destek ve satış sonrası çözümleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

KULP olarak her zaman satış sonrası destek ve servis hizmetlerinin kalitesinin yeni satışlar konusunda her türlü pazarlama faaliyetinden daha yüksek getirisi olduğuna inanmaktayız.

Bu sene 30. yılımızı kutladık. Buda demektir ki hem yurt içi hem de yurt dışında 30 seneden beri makinelerimiz kullanılmaktadır.
Sizin de bildiğiniz gibi ambalaj makinelerinde garanti süresi 1 yıldan 2 yıla çıkmıştır. Ayrıca biz satılan her ürün için minimum 10 yıl yedek parça stok garantisi vermekteyiz. Bu 10 yılını dolduran makinelerin yedek parça teminleri stok olmasa bile en geç 2 veya 3 iş günü içerisinde karşılanmaktadır.
Biz son 5 yıldır servis hizmetleri için firmamızda ayrı bir bölüm oluşturarak bu hizmetleri satış ve pazarlama departmanından tamamen ayırdık. Yani müşterinin satın aldığı bir makinenin servis ve bakım talebi için ürünü satın aldığı satış personelini değil makinelerin üzerinde bulunan seri numarası ile birlikte servis numarasını araması sağladık. Böylece herkese aynı kalitede ve eşit hizmet imkânı sunuyoruz.
 
Kullanıcıların daha doğru yönlendirilmesi adına, ürün seçiminde nelere dikkat etmelerini önerirsiniz? Makine alırken nelere dikkat edilmeli? 

Kullanıcılar makine alırken birinci olarak ihtiyaçları olan ekipmanları gereklilik sırasına koymalılar ve bu ekipmanlarda talep edecekleri bugünkü kapasiteyi, birde 5 yıllık süre zarfında gerekebilecek kapasiteleri düşünerek karar vermeliler.
 
Bizim karşılaştığımız en önemli yanlışlardan biri kullanıcıların ihtiyaçlarından çok daha yüksek kapasiteye yönelmeleridir. Buda yatırım maliyetlerini arttırdığı için böyle durumlarda sonuç genellikle yatırımdan vazgeçmek veya alınan ekipmanların kalitesinden ödün vererek daha ucuz, kalitesi ve fonksiyonu tartışılır ekipmanlara yönelmek oluyor.
 
Bir diğer tavsiyede makine alırken firmanın vermiş olduğu referanslar ile görüşerek konu ile ilgili makinenin performansı ve firmanın satış sonrası servis ve destekleri hakkında mutlaka detaylı bir bilgi edinsinler. Türkiye de almış olduğu makineleri sırf satış sonrası servis hizmetlerini alamadıkları için kullanamayan ve atıl durumda bırakan o kadar çok firma var ki.
 
 
Peki, üretiminizi müşterilerinizin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeniz mümkün mü?

Tabii ki de müşterilerinin ihtiyaçları konusunda çözümler üretmek firma satışlarına olumlu yönde etki eden en önemli faktörlerden biridir. Fakat bunu belli bir seviyede tutmak, bireysel ihtiyaçları değil sektörel ihtiyaçlara göre çözümler üretmek, üretilen makinelerde bir standardı yakalamak anlamına geliyor. Bu standart üretimin en önemli sonucu ise yedek parça ve servis hizmetlerinde belli bir hizmet kalitesini garantiliyor. Bunun sonucunda da en büyük faydayı müşterilerimiz görüyor.
Ama şunu da unutmamız gerekir ki, müşterilerinin taleplerini dikkate almayan, sorunlarını çözmeye yardımcı olmayan firmaların günümüzün rekabet şartlarında bir geleceği olduğunada inanmıyoruz. Önemli olan bu iki konu arasındaki sınırı iyi anlamak ve koruyabilmektir.
 
Sektörde sizi farklı kılan, rakiplerinizden ayıran özellikler nelerdir?

Bizim firmamızda bazı temel prensiplerimiz var. Bu prensiplerin birleşmesi ile rakiplerimizden ayıran farklar kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Tasarım bölümü ve imalat bölümünde bir makine tasarlanırken veya üretilirken, bu makineyi sanki kendi kullanacakmış gibi düşünür ve kendini müşterinin yerine koyarak kullanılacak olan tasarıma ve parçaların kalitesine karar verilmektedir.

Tabiiki üretmiş olduğumuz ürünlerin yüksek kalitesi, uzun ömürlü olması, satış sonrası servis ve destek hizmetlerinde getirdiğimiz farklılıklar ve yüksek standartlarda firmamızı rakiplerimizden ayıran önemli özelliklerdendir.
Ayrıca biz firma olarak mutlu müşteri prensibine sonuna kadar inammış ve bunu elde etmek için her türlü çabayı göstermeyi prensip edinmiş bir firmayız.
 
Biraz da ihracat oranlarınızdan bahsedelim. Yurt dışında öncelikli pazarlarınız var mı? Hangi ülkelerle çalışıyorsunuz? Yurt dışı çalışmalarınız için nasıl bir yapı oluşturdunuz, oradaki müşterileriniz teknik destek olanaklarınızdan nasıl yararlanıyorlar? 

KULP Makine ürünlerini şu anda 6 kıtada 58 farklı ülkede kullanılmaktadır.
 
KULP Makine ürünleri öncelikli olarak gıda sektöründe kullanılmaktadır. Bu sektörde ise daha çok yoğun, yapışkan ve taneli gıdaların paketlenmesinde kullanılmaktadır. Gıda sektörünü sırası ile süt, kozmetik, ilaç, boya sektörleri takip etmektedir.
 
KULP Makine’nin uzun yıllar ihracattaki önemli kalelerinden olan Avrupa ülkeleri bu kıtada gelişen global krizler yüzünden bir miktar kayba uğramak ile beraber, ihracatta bu bölgede meydana gelen eksikliği Ortadoğu, körfez ülkeleri ve Afrika ülkeleri kapatmıştır.
 
Bu yıl gerek pazarlama ve iş seyahatleri gerekse katılımcısı olduğumuz fuarlar ile körfez ülkeleri ve Afrika ülkelerini hedef aldık. Bu bölgedeki uzun vadeli hedeflerimiz ise bu ülkelerde daha önce Avrupa ve Amerika kıtasındaki ülkelerde oluşturduğumuz satış ve servis ağını yerel firmalar ile genişletmek. Böylece buradaki son kullanıcılara satış sonrası hezimetlerde daha iyi bir hizmet verebilmektedir.
 
Türkiye’nin ve sektörün refahı için çözüm üretme konusunda, sektörün hak ettiği yerde olabilmesi için toparlayacak olursak neler yapılabilir? Biraz bahsedebilir misiniz?

Hepimizin bildiği gibi ülkemiz güncel yer altı kaynakları bakımında çok şanlı değildir.    Bunun sonucunda tek çıkar yolumuz üretmek ve ürettiğimiz ürünleri tüm dünyaya satarak ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktan başka bir çaremiz yoktur. Bunu başarabilmek için ürettiğimiz ürünlerin tüm dünya ile rekabet edebilecek kalite ve teknolojide üretmek zorundayız. Bu amacımızı gerçekleştirmek için elimizden geleni yaptığımız zaman zaten ülkemiz ve sektörümüz hak ettiği yere otomatik olarak gelecektir. 

Kulp Makine olarak sektörün bilinen isimlerinden birisiniz ama yine de firmanızın kuruluş serüveni hakkında okuyucularımıza kısaca bilgi verir misiniz? Kulp Makine günümüze kadar nasıl bir gelişim gösterdi, hangi süreçlerden geçti? 

Kurulduğu ilk yıllarda farklı sektörlere yönelik çeşitli dolum makineleri, vakumlu mikserler ve karıştırıcı, toz pudra dolum makineleri gibi çok çeşitli ürün gamıyla sektöre hizmet veren firma, değişen ve gelişen dünya koşulları çerçevesinde, zaman içinde kurumsallaşarak, dolum, kapak dizme, kapak kapama ve etiketleme makinelerinden ve transfer pompalarından oluşan ambalaj makineleri imalatında faaliyet göstermeye başlamıştır.
 
Bu başarının ardındaki en önemli etken firmanın her makineyi yapar konumdan çıkarak belli makinelerin üretimi üzerinde uzmanlaşması ve bu makineler için eksiksiz bir satış sonrası servisi hayata geçirmesi yatmaktadır.  
 
Her türlü yedek parça temininde zengin stokları aracılığıyla kısa sürede hizmet veren firma, satış sonrası süreçte de müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çözümler sunmakta ve sürekli gelişmek için AR-GE faaliyetlerini her geçen gün daha da güçlendirmektedir.
 
2014 yılının genel performansını değerlendirecek olursanız neler söylersiniz? 2015 yılıyla ilgili hedef ve beklentileriniz neler? Yeni bir ürün, yatırım ya da proje çalışması duyacak mıyız sizlerden?

Biz 2014 yılını iki farklı başlık altında değerlendirdik. Bir tanesi yurt içi pazar payımız, diğeri ise ihracat pazar payımız olarak adlandırabiliriz. Yurt içi satışlarda hedeflenen % 20’lik artışı bir miktar geçerek bu hedefimizi yerine getirmiş olduk. İhracatta ise 2 önemli hedefimiz vardı. Bunlarda ilki %20 oranında artış ki, bunun çok üzerine çıkarak yaklaşık %40 oranında bir artış yakaladık. Diğer hedefimiz ise şu ana kadar pek aktif olamadığımız pazarlara giriş yapmaktı. Bu hedefimizde Pakistan, Kırgızistan, Panama gibi ülkelere satışlar yaparak gerçekleştirdiğimize inanıyoruz.
2015 yılı ile ilgili olarak hem yurtiçi hem de yurtdışı satışlarda %30 oranında bir artış hedefliyoruz. Tabii ki ihracatta bir diğer hedefimizde gene bu güne kadar satış yapamadığımız en az 4 yeni ülkeye satış yapıp, bu yeni pazarlarda hem tanınmak hem de referans elde etmektir.

Daha tasarruflu ve daha kaliteli ürünlerin üretimi için AR-GE oldukça önem taşıyor, bu paralelde AR-GE için yürütülen çalışmalarınızı paylaşır mısınız?                   

Her sene bir AR-GE projesini tamamlamaya çalışıyoruz. Bu projenin konusunu da müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda belirliyoruz. Bu kararda bir diğer etken ise konumuz ile ilgili yeni teknolojiler ve bu teknolojilerin ülkemizde üretilmeyenlerini ülkemizde üretmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Geliştirdiğimiz AR-GE projelerinde mutlaka TÜBİTAK veya KOSGEB ile ortak projeler üretmekteyiz.
 
 
Pazardaki rekabet ortamı içerisinde etkinliği sürdürebilmenin bir diğer yolu da satış sonrası teknik destek hizmetleridir. Kullanıcılara sunduğunuz teknik destek ve satış sonrası çözümleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

KULP olarak her zaman satış sonrası destek ve servis hizmetlerinin kalitesinin yeni satışlar konusunda her türlü pazarlama faaliyetinden daha yüksek getirisi olduğuna inanmaktayız.

Bu sene 30. yılımızı kutladık. Buda demektir ki hem yurt içi hem de yurt dışında 30 seneden beri makinelerimiz kullanılmaktadır.
Sizin de bildiğiniz gibi ambalaj makinelerinde garanti süresi 1 yıldan 2 yıla çıkmıştır. Ayrıca biz satılan her ürün için minimum 10 yıl yedek parça stok garantisi vermekteyiz. Bu 10 yılını dolduran makinelerin yedek parça teminleri stok olmasa bile en geç 2 veya 3 iş günü içerisinde karşılanmaktadır.
Biz son 5 yıldır servis hizmetleri için firmamızda ayrı bir bölüm oluşturarak bu hizmetleri satış ve pazarlama departmanından tamamen ayırdık. Yani müşterinin satın aldığı bir makinenin servis ve bakım talebi için ürünü satın aldığı satış personelini değil makinelerin üzerinde bulunan seri numarası ile birlikte servis numarasını araması sağladık. Böylece herkese aynı kalitede ve eşit hizmet imkânı sunuyoruz.
 
Kullanıcıların daha doğru yönlendirilmesi adına, ürün seçiminde nelere dikkat etmelerini önerirsiniz? Makine alırken nelere dikkat edilmeli? 

Kullanıcılar makine alırken birinci olarak ihtiyaçları olan ekipmanları gereklilik sırasına koymalılar ve bu ekipmanlarda talep edecekleri bugünkü kapasiteyi, birde 5 yıllık süre zarfında gerekebilecek kapasiteleri düşünerek karar vermeliler.
 
Bizim karşılaştığımız en önemli yanlışlardan biri kullanıcıların ihtiyaçlarından çok daha yüksek kapasiteye yönelmeleridir. Buda yatırım maliyetlerini arttırdığı için böyle durumlarda sonuç genellikle yatırımdan vazgeçmek veya alınan ekipmanların kalitesinden ödün vererek daha ucuz, kalitesi ve fonksiyonu tartışılır ekipmanlara yönelmek oluyor.
 
Bir diğer tavsiyede makine alırken firmanın vermiş olduğu referanslar ile görüşerek konu ile ilgili makinenin performansı ve firmanın satış sonrası servis ve destekleri hakkında mutlaka detaylı bir bilgi edinsinler. Türkiye de almış olduğu makineleri sırf satış sonrası servis hizmetlerini alamadıkları için kullanamayan ve atıl durumda bırakan o kadar çok firma var ki.
 
Peki, üretiminizi müşterilerinizin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeniz mümkün mü?

Tabii ki de müşterilerinin ihtiyaçları konusunda çözümler üretmek firma satışlarına olumlu yönde etki eden en önemli faktörlerden biridir. Fakat bunu belli bir seviyede tutmak, bireysel ihtiyaçları değil sektörel ihtiyaçlara göre çözümler üretmek, üretilen makinelerde bir standardı yakalamak anlamına geliyor. Bu standart üretimin en önemli sonucu ise yedek parça ve servis hizmetlerinde belli bir hizmet kalitesini garantiliyor. Bunun sonucunda da en büyük faydayı müşterilerimiz görüyor.
Ama şunu da unutmamız gerekir ki, müşterilerinin taleplerini dikkate almayan, sorunlarını çözmeye yardımcı olmayan firmaların günümüzün rekabet şartlarında bir geleceği olduğunada inanmıyoruz. Önemli olan bu iki konu arasındaki sınırı iyi anlamak ve koruyabilmektir.
 
Sektörde sizi farklı kılan, rakiplerinizden ayıran özellikler nelerdir?

Bizim firmamızda bazı temel prensiplerimiz var. Bu prensiplerin birleşmesi ile rakiplerimizden ayıran farklar kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Tasarım bölümü ve imalat bölümünde bir makine tasarlanırken veya üretilirken, bu makineyi sanki kendi kullanacakmış gibi düşünür ve kendini müşterinin yerine koyarak kullanılacak olan tasarıma ve parçaların kalitesine karar verilmektedir.
Tabiiki üretmiş olduğumuz ürünlerin yüksek kalitesi, uzun ömürlü olması, satış sonrası servis ve destek hizmetlerinde getirdiğimiz farklılıklar ve yüksek standartlarda firmamızı rakiplerimizden ayıran önemli özelliklerdendir.
Ayrıca biz firma olarak mutlu müşteri prensibine sonuna kadar inammış ve bunu elde etmek için her türlü çabayı göstermeyi prensip edinmiş bir firmayız.
 
Biraz da ihracat oranlarınızdan bahsedelim. Yurt dışında öncelikli pazarlarınız var mı? Hangi ülkelerle çalışıyorsunuz? Yurt dışı çalışmalarınız için nasıl bir yapı oluşturdunuz, oradaki müşterileriniz teknik destek olanaklarınızdan nasıl yararlanıyorlar? 

KULP Makine ürünlerini şu anda 6 kıtada 58 farklı ülkede kullanılmaktadır.
 
KULP Makine ürünleri öncelikli olarak gıda sektöründe kullanılmaktadır. Bu sektörde ise daha çok yoğun, yapışkan ve taneli gıdaların paketlenmesinde kullanılmaktadır. Gıda sektörünü sırası ile süt, kozmetik, ilaç, boya sektörleri takip etmektedir.
 
KULP Makine’nin uzun yıllar ihracattaki önemli kalelerinden olan Avrupa ülkeleri bu kıtada gelişen global krizler yüzünden bir miktar kayba uğramak ile beraber, ihracatta bu bölgede meydana gelen eksikliği Ortadoğu, körfez ülkeleri ve Afrika ülkeleri kapatmıştır.
 
Bu yıl gerek pazarlama ve iş seyahatleri gerekse katılımcısı olduğumuz fuarlar ile körfez ülkeleri ve Afrika ülkelerini hedef aldık. Bu bölgedeki uzun vadeli hedeflerimiz ise bu ülkelerde daha önce Avrupa ve Amerika kıtasındaki ülkelerde oluşturduğumuz satış ve servis ağını yerel firmalar ile genişletmek. Böylece buradaki son kullanıcılara satış sonrası hezimetlerde daha iyi bir hizmet verebilmektedir.
 
Türkiye’nin ve sektörün refahı için çözüm üretme konusunda, sektörün hak ettiği yerde olabilmesi için toparlayacak olursak neler yapılabilir? Biraz bahsedebilir misiniz?

Hepimizin bildiği gibi ülkemiz güncel yer altı kaynakları bakımında çok şanlı değildir.    Bunun sonucunda tek çıkar yolumuz üretmek ve ürettiğimiz ürünleri tüm dünyaya satarak ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktan başka bir çaremiz yoktur. Bunu başarabilmek için ürettiğimiz ürünlerin tüm dünya ile rekabet edebilecek kalite ve teknolojide üretmek zorundayız. Bu amacımızı gerçekleştirmek için elimizden geleni yaptığımız zaman zaten ülkemiz ve sektörümüz hak ettiği yere otomatik olarak gelecektir.