Cumartesi , 27 Nisan 2024
HABERLER
ANASAYFA / Röportajlar / Babadan Oğula Geçen Bir Başarı Serüveni

Babadan Oğula Geçen Bir Başarı Serüveni

AYMAKSAN AYLA HAKKINDA; Firmamızda satış kavramı, sadece makine satmak şeklinde gerçekleşmez. Makinenin projelendirme ve imalat aşamasından başlayan, devreye alma ve sonrasındaki rutin çalışma sırasında devam eden, tecrübeleriyle müşterilerine çözüm sunan firmamızda % 100 müşteri memnuniyeti bizim makine satış kavramımızdır. Biz sadece ambalaj makinesi üretmiyoruz, müşterilerimize mühendislik hizmeti veriyoruz, işimize mühendisliğimizi katıyoruz. Farkımız burada yatar. Cemal AYLA Aymaks

Babadan Oğula Geçen Bir Başarı Serüveni
Aymaksan Ayla firmanızı birkaç cümleyle özetleyecek olursanız neler söylersiniz? Firmanızı kurmaya nasıl karar verdiniz? Kuruluş aşamasındaki amaçlarınız ve hedefleriniz nelerdi? 
İlk işe başlamamız Nezir AYLA / Güven Torna adıyla Şişli Bomonti’de 1970 yılında, bölgede bulunan fabrikalara yedek parça, tamirat işi ile başladı. 1945 Diyarbakır Motor Sanat Enstitüsü mezunu olan rahmetli babamın, “Nezir ustanın” eli altında bu tornacı dükkanında, 7 yaşında çıraklıkla mesleğe başladım ve bu işi o zamanlardan beri çok severek yaptım. Çocuk yaşımda ellerim tezgâha, talaşa, yağa değdi ve bugüne kadar hala da bu böyle devam etmekte.
Tamirat işi devam ederken 1974 Kıbrıs çıkartması sonrası ülkemize uygulanan ambargo ile babam tamirat yaptığı firmalara küçük makineler, ambargo yüzünden ithal edilemeyen parçaları yapmaya başladı. Şişli Bomonti’de fabrikalar bölgesinde o zaman çok farklı firmalar vardı. Bu firmaların sahipleri ağırlık olarak Rum, Yahudi ve Ermeni vatandaşlarımızdı. O bölgede sanayiye yatırım yapmış insanlar
Türkiye’de sanayinin, üretimin başlangıcında çok değerli ve önemli emeği olan insanlardı. Türkiye’de sanayiciliğin başlamasını sağlayan ve bizim gibi firmaların çıkması için el veren insanlar ve firmalardı bunlar. Bugün sanayi üretiminin mottosu olarak kullanılan ancak çokta doğru kullanılmayan “Yerli ve Milli” tanımının tam doğrusunu biz o günlerde bu fabrikaların sahiplerinin desteği ile yaşadık. Rahmetli babam çok farklı sektörlere makine yaparken, bugün itibariyle çalıştığımız, faaliyet gösterdiğimiz “Birincil ve İkincil Ambalaj Makineleri” sektörüne ilk yaptığımız ambalaj makinesi 1971 yılında Doğu İlaç fabrikasının sahibi olan (Işıklar içinde uyusun) Dr. Mayer AYSOY sayesinde olmuştur.
Rahmetli babama diyor ki; “Nezir usta bak, burada bir Amerikan malı toz dolum makinesi var. Benim bu makineden iki taneye daha ihtiyacım var. Malı yurtdışından alabilirim ama ben bu makineyi burada sana yaptırmak istiyorum. Sana 2 ay süre ve her cuma akşamı fabrikaya gir, makineyi sök ve parçaların resmini çıkart. Ama her pazartesi sabahı o makine sağlam ve çalışır durumda olacak ki ben üretime devam edebileyim.” O zaman DİF Doğu İlaç Fabrikası Türkiye’nin en büyük 2. İlaç fabrikası.
Babam o makinenin parçalarını söküp yanında götürdüğü tabaka kartonların üzerine koyup etrafından parçayı çiziyor, ölçülerini üzerine yazıyor. Tüm resimleri çıkartıp, o makineden 2 tane Dr. Aysoy’a üretiyor. Aslında Dr. Aysoy’un o gün yaptığı, önce ülke, sektör ve bizim için çok büyük bir iyilik, vizyon koymaktı. O tarihlerde Dr. Aysoy’a yurtdışındaki dedesinden 40 Milyon USD (Tam tamına Kırk Milyon USD/ o tarihlerde çok çok büyük paraydı) miras kalmasına rağmen, kendisi zamanında ülkeden dışarıya sermaye çıkartmayı tercih etmek yerine, burada tanıyıp güvendiği insana makine yaptırmıştı. Kambiyo Rejiminin sürdüğü o dönemde, 10’a aldığını 100’e gösterip yurtdışına para aktaran sanayiciler yerine bu şekilde hareket etmesi, o günün şartlarını ve ruh halini bilenlerin çok daha iyi anlayacağı bir vatanseverlikti. Ülke ve makine sektörü için yaptığı inanılmaz bir iyilikti. Aynı şekilde 1980’lerin sonunda ben hem üniversitede okuyup hem de çalıştığım dönemde benim ağırlık çevremizdeki ilaç ve kozmetik fabrikalarının ihtiyaçları için ufak ufak makineler yapmak istemem sırasında, fabrikasını bize açmasını ve tüm yurtdışı kontaklarını, o zaman (İnternetin, Youtube’un olmadığı dönemde) yurtdışından talep ettiğim katalogları bize ilham vermesi için getirtmesini unutamam. Resmen bana mentörlük yapmıştı, hiç fark etmeden.
Bakıldığında bu Yahudi asıllı bir Türk vatandaşımızın, ülkemiz için sağladığı katma değer çok özel ve örnek, güzel bir davranıştı. Bugün bile yurtdışından getirdiği yüksek teknolojiye sahip ambalaj makinelerini biz makine üreticilerinden saklayan, bizlere o makineleri göstermekten imtina eden ve kendini “Yerli ve Milli” tanımlayan firma sahiplerine, yöneticilerine denk geldikçe aradan geçen 50 seneye rağmen halen kendisini rahmetle anarım. Duruşunun değerini daha iyi anlarım.
Mesleğe ilk girdiğim anlardan diğer bir hatıram Şişli’de 13m2 tornacı dükkanıyız ve o zamanlarda telefon yok ve yanımızdaki bakkalın telefonunu ortak kullanıyor.Dışarı telefon etmek için 2,5 TL’lik metal para ile çalışan Kumtel kumbaraya para atmak gerekiyordu. Bizi fabrikada arıza veya tamirata çağırmak için ya eleman geliyor ya da bakkala telefon geliyordu.O tarihlerde İstanbul’da telefon almak çok zordu. Alt sokağımızda bulunan hizmet verdiğimiz İLTAŞ ilaç fabrikasında 11 adet telefon hattı vardı. O dönemde fabrikanın karıştırıcıya ihtiyacı var ancak ne ithal etme imkânı ne de yeterli döviz. Bu karıştırıcı Almanya’dan tanesi 35 bin DM gibi (yaklaşık 18-20 bin dolar karşılığı) çok yüksek fiyatlarla geliyorlardı. Babamdan karıştırıcı yapmasını istiyorlar. Babam da diyor ki: “Ben size 3 tane paslanmaz çelik karıştırıcıyı yapayım, karşılığında para istemiyorum sadece 11 tane telefon hattınızdan 1 tanesini bana devredin.” Hala ezberimdedir o ilk numaramız. Babam o zaman 60 bin Amerikan Doları karşılığı gibi çok çok büyük paraya bir tane telefon hattı bağlatmıştı dükkânımıza.
Bu anekdot hem yokluğun insana neler yaptırabileceğini hem de o zamandan bu zamana değerlerin nasıl değiştiğini göstermesi için paylaşmak istedim. Tabii ki zamanın ruhu, şartları çok önemli iş yapmakta.
Karıştırıcının ilaç üretiminde kullanılması için her tarafının paslanmaz çelik olması gerekiyor. Babam o karıştırıcıyı yaparken ihtiyacı olan salmastra (O zamanlar bugün hem yerlisinin çeşitli firmalarca imal edilen, hem de ithal edilebilen) mekanik salmastralar piyasada kolay bulunmazdı. Ancak babam motor tamirciliği de yaptığı için, bilgisiyle yataklama sızdırmazlığı için sanayi tipi mekanik salmastra yerine Mercedes’in devridaim motorunun mekanik salmastrasını kullanıyor. Mercedes yedek parçacıdan sağlam devridaim pompası alıp dağıtıyor ve salmastrasını karıştırıcı da kullanıyor. Mercedes markasını özellikle vurguluyorum, çünkü diğer markalarda devridaim motoru mekanik salmastraları siyah malzemeyle çinko kaplama iken, Mercedes’in devridaim motoru mekanik salmastrası paslanmaz çelikten üretilmiş olmasından dolayı. Babam böylelikle bu karıştırıcıyı Türkiye’de imal ediyor. Bu arada halen bu karıştırıcı ve benzer özel proses makinelerini birçok çeşidi ile bugün de üretmekteyiz.
O dönemde ilkokul cumartesi günleri yarım gündü, benim de işi çok sevmemden dolayı okuldan sonra çantayı eve atıp, otobüsle Fatih’ten Şişli’ye işe gittiğim için her olayın ben de hatırası, yaşanmışlığı ayrıdır ve her enstantane şu an bile canlı gözümün önündedir.
Daha sonra otomobil yedek parçası, kahve değirmeni, hidrolik pres, kösele zımpara makinesi, çizme konç ütüsü, kablo büküm makinesi, altın tel hadde makinesi gibi farklı sektörlere farklı üretim makinelerini tek tek, sipariş ile yapmaya başlamıştık.
1979’da Güven Torna Nezir AYLA’dan unvanımızı Aymaksan Ayla Makine Ltd Şti, sonrasında 1997’de Aymaksan Ayla Makine Anonim Şirketine çevirdik. Bu arada kardeşlerimin de gelmesiyle 1980’li yılların sonunda tamirata ara verip odağımıza her türlü dolum makinelerini ve proses makinelerini aldık. Böylelikle yarı otomatik dolum makineleri, küçük kapama makinelerini, özel karıştırıcıları, kolloidmilleri yapmaya başladık. 1994’te Bayrampaşa’ya, 2000’de Dudullu OSB’ye taşındık. Bugün üretim yelpazemizi ve hizmet verdiğimiz sektörleri de ilerleyen sayfalarda görebilirsiniz.
Ben 1963 Mardin doğumluyum. Sırasıyla Fatih İlkokulu, Bozdoğan Ortaokulu, Maçka Teknik Lisesini ve Yıldız Makine Mühendisliğini okuyarak 1988’de mezun oldum. Mühendislikte dolu dolu 33 senem bitti. 2006 yılında ASD Ambalaj Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu üyesiyken, değer verdiğim ve benim çağrıma olumlu cevap veren (bazılarıyla zamanında keskin, hepimize zarar veren akılsızca, bilinçsizce rekabet yaptığımız) bir grup meslektaşımla AMD Ambalaj Makinecileri Derneğini kurdum. İyi ki bu derneği kurmuşuz, iyi ki bir araya gelebilmişiz. Helen İSO 41. Komitede Komite Başkan Yardımcısı, MAİB Makine İhracatçılar Birliği Denetim Kurulu üyesi görevlerini yürütmekteyim. Mesleki Eğitim İşbirliği Projesi İSO MEİP kapsamında, performansı ile İstanbul birinciliğini alan, Türkiye’deki 3 ArGe merkezinden birine sahip Kartal Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin İSO tarafından atanmış yönetici üç hamisinden biriyim.

Faaliyet gösterdiğiniz sektörler neler? Yoğunluklu olarak hangi sektörlere yönelik üretim yapıyorsunuz? 
Biz çok farklı sektörlere hizmet ediyoruz. Yani; ilaç üretiminden, yapı kimyasallarına, madeni yağ petrokimya, tekstil kimyasallarına ve yaptığımız bir takım özel proses makineler ile kâğıt sektörü gibi 11 ayrı sektöre hizmet veren ama kökeninde %40’ı ile %50’si aynı olan makinelerin tamamen terzi usulü müşterinin layoutuna göre tasarlayıp, imal edip müşterilerimize teslim ediyoruz. Üretim yaptığımız makinelerin sektörel yoğunluğu seneden seneye ya da sektörlerin yatırım iklimi, değişen piyasa-talep şartları, ürünler-ambalajlara göre değişmektedir. Bir zamanlar madeni yağ sektöründe çok talep vardı. Daha sonra bu 10 numara yağ yüzünden piyasa daralınca ve işi mazot yerine ikame edilecek 10 numara yağ üretmek olan firmalar piyasadan çekilince piyasa biraz daraldı. Makinelerde performans, kalite değil fiyat bazlı rekabet arttı.
Şu an genelde hizmet verdiğimiz sektörlerde birincil ve ikincil ambalaj makinelerinde minimum personelin çalışacağı, Endüstri 4.0’a uyumlu, uzaktan erişim ve ERP ye data aktarımı ile yüksek teknolojiye sahip ürünlerle donatılmış, içine mühendislik bilgisi katılmış ambalaj hatlarını proje bazlı olarak üretmekteyiz.
 
Sizi diğer üreticilerden farklı kılan özellikleriniz neler? Müşterileriniz neden Aymaksan Ayla’yı tercih etmeli? 
Öncelikle biz Aymaksan olarak terzi usulü çalışmaktayız. Ambarımızda müşteriye kargo ile yolladığımızda; sorunsuz parça değişimi yapabileceği, makinesinin üretime ara vermeden çalışmasını sağlayacak standartta stokta bulunan; kalite kontrolden geçmiş yedek parça ve komponentleri kullanarak müşteriye has ve özel makineler yapıyoruz. Bu ciddi üretim sistematiği, tecrübe gerektirmektedir. Bizim terzi usulü çalışmamız dememiz, biz de standart bir makine yoktur demek değildir. Biz makinelerimizi müşterilerimizin ürün, ambalaj, kapasitesine uygun olarak biçimlendiriyoruz. Bu işlem zor bir metot ve ciddi bir mühendislik donanımı istemekte, iyi bir teknik, idari ve stok kontrolü altyapısı gerektirmektedir. Tüm sektörlerin makinelerinde minimum %40 aynı parçaları kullanmayı hedefliyoruz ki standardı koruyalım, ambar stoku ile makineleri destekleyebilelim.
Makinalarımız hakkında tam ve detaylı bilgiye sahip olmayan müşterilerimiz makinelerimizin altyapısını ve opsiyonel inşasını gördüklerinde, ürettiğimiz makineleri kullanmaya başladıklarında, istedikleri verimi aldıklarında ise kendi ihtiyaçlarını tam karşılayan bir makine seçtiklerini anlıyorlar. Sonrasında artık bizim daimî, sadık müşterimiz olup, yatırımlarında bizi tercih ediyorlar. Bu yüzdendir ki, bu gün (1990 başlarından sonra ağırlığı ambalaj makinelerine verdiğimizi de dikkate alalım) 1625 adet makinemiz 29 ülkede, 463 müşterimizde çalışmaktadır. Bu müşterilerimizin 38’i İSO ilk 1000 firma listesinde yer almaktadır.
 
Bugün Mühendislik departmanımızda, iş istasyonlarında aktif kullanmış olduğumuz 12 adet lisanslı DS Solid Works 3D çizim programımız vardır. Layouta göre projeyi çizip müşteriden onay aldıktan sonra buna göre de makineyi üretip, müşteriye teslim ederiz. Müşterilerimize proje ve ihtiyaçları olan makine ile ilgili çok ve detaylı sorular sorarız. Nasıl bir makineye ihtiyaç duyduğunu tespit edip, tam ihtiyacını, talep ettiği kapasiteyi sağlayacak, işletmesinde layout içinde verimi, akışı hızlandıracak makineyi ve donanımlarını tespit ederiz. Doğru donanımlı vealtyapıya sahip iyi bir makine için müşterilerin bizlere vermiş olduğu cevapları iyi bir şekilde analiz edebiliyoruz. Çünkü bu soruları sorabilecek ve karşılığını sağlayabilecek tecrübemiz, iyi bir altyapımız ve çalışma tarzımız var. O nedenle müşterilerimiz bizden aldıkları makinelerde memnuniyetleri yüksektir. İşimizi tüm mesai arkadaşlarımızın mutabık olduğu, şirket manifestomuzda yer alan ahlak ve etik kurallarımıza uyarak yaparız…
Müşteriler neden Aymaksan’ı tercih etmelidir? Çünkü ucuz parça ve ekipmanlar kullanıp geçici çözümlerin peşinden koşmaktansa, uzun ömürlü gidebilecek kaliteli, sağlam parça ve ekipmanlar kullanarak işimizi hakkıyla yapıyoruz. O nedenledir ki biz müşterilerimize makineyi aldıkları tarihten itibaren ilk beş yıl içinde (Doğru kullanım ve temizlik kuralları içinde kalmaları şartıyla) makinenin satın alma değerinin % 5 ini geçmeyecek SSH (Satış Sonrası Hizmetler) ve Yedek Parça maliyetini taahhüt edebiliyoruz. Bu rasyoyu yakalamak çok zor ve iddialı bir tarzın yansımasıdır.
 
 Türkiye’de sektörün bugün gelmiş olduğu konumu, şu anda içinde bulunduğumuz piyasa koşullarını da göz önünde bulundurarak, değerlendirirsek neler söyleyebilirsiniz? 
Sektörümüzde bir makine için söylenen o kadar çok farklı fiyatlar var ki, bu da haksız rekabeti ortaya çıkartıyor. Bizim ise tüm işlerimiz, faaliyetlerimiz, uygulamalarımız tamamen kanunlara uygun olarak, kayıt dışına çıkmadan, İSG’ ye tam uygun yapılır. Çalışanlarımız da bilir ki bu şirkette her şey İş Kanunu’na ve AYLA Ailesi etik kurallarına uygun yapılır. Performans kriterleri bellidir ve gözlerinin önündeki panoda asılıdır. Bu konularda hassas, kurumsallaşmış bir firmada çalıştıklarını bilirler.
Türkiye’de ilk MID sertifikalı (2014) terazili dolum makinesinin, ilk ve tek ATEX sertifikalı(2021) (Sanayi Bakanlığını da ATEX Sertifikalı Exproof dolum makinesi üreticisi numaramız 1 / 2021) ambalaj makinelerinin üreticisiyiz. Bunu özellikle belirtiyorum ki Covit 19 salgınında içindeki alkol oranı %72 ile %75 arasında olması gereken dezenfektan dolum makinelerinin mutlaka exproof ve ATEX sertifikalı olması lazım. Ancak ilginçtir ki bizden başka hiçbir Türk ambalaj makinecisi bu sertifikayı henüz almamış. Neden? Bu nasıl bir iştir, maalesef benim aklım yetmiyor. Biz işimizi her zaman, müşteri bilsin bilmesin, anlasın veya anlamasın, her zaman kendi otokontrolümüzle en iyi, doğru şekilde, hilesiz yaparız. İşimize hile katmayız.
 
 Rekabetin yoğun olduğu bu sektörü ulusal ve uluslararası anlamda değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? 
Rekabetin fiyat ve enformasyon bazlı yoğun olduğu sektörde öne çıkmak neredeyse çok zor. Alıcı her an değişen tercihsel faktörlerle, kısa vadeli bakışla tedarikçisini değişebilmektedir. Eskisi gibi müşteri sadakati ve fiyat farklılıklarını doğru algılayıp, doğru değerlendirme yapabilmeleri özellikle genç nesil satınalmacıların fiyat performansını öne koymasıyla oldukça zorlaştı. Az önce verdiğimiz ATEX sertifikalı makine üreticisi hikayesinde bunu açıkladım zaten.
 
Aymaksan olarak 2016’da çok önemli bir Japon dünya devi firmanın çevremizde bulunan 16 ülkedeki yatırımları için global makine tedarikçisi olacak iken,15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra proje askıya alındı. Hemen ardından bir hafta sonra da gelen kısa bir mail ile dosyayı kapattılar. Oysaki bir buçuk sene süren ve gittikçe yükselen yönetici kademelerinden gelenlerle çok sıkı bir denetimden geçmiştik.
2015 yılında 2022 yılında üretecekleri ürünün, fabrika ve makine yerleşim planlarının sunumlarıyla, bizi işe hazırlamaları bir makineci olarak yaşadığım en uzun vadeli öngörüydü. Bu projeksiyonun, 7 sene sonra hangi ülkeye, kaç adet hangi makineyi üreteceğini bilmenin önemi ve güzelliğini, önemini ve fırsatın güzelliğini makineci dostlarım çok iyi bilir.
 
Bugün söz konusu firmanın Türkiye’deki yatırımları için ithal ettiği makinelerin kg fiyatı 300 USD (Üçyüz USD!!!) civarında. Bizim genel makine Türkiye ihracat ortalamamız 6 USD/kg; Ambalaj makinesinde ise 18 USD/kg olduğunu düşününce kapatılan dosyanın hem bizim hem Türk makine sektörü için kaçırılan çok çok büyük fırsat olduğu çok net ortadadır. Bu kadar yüksek katma değerli makineleri Türkiye’de yapıp ihraç edecektik, olmadı. Tabii durmak yok, böyle benzer bir fırsatı partnerlik her zaman hedefimizde.
 
 Aymaksan Ayla olarak müşterilerinize satın almalarda nelere dikkat etmelerini önerirsiniz? Ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? 
Üretim programımızda makinelerde birincil ve ikincil ambalajlama makineleri vardır. Biz sağlam, uzun ömürlü çalışan ve dayanıklı makineler yapmaktayız. Kullanıcının operatörü, personelinin eğitim seviyesi ne olursa olsun makinenin verimini, düşüremeyeceği, kıramayacağı, kolay kullanabileceği, kolay servis verilebilir tasarımlara sahip makineleri tasarlar ve üretiriz. Geçen gün 26 yaşındaki makinemize servis verdik. 19 yaşındaki makinemize kargo ile yedek parça yolladık. Makinelerimiz her zaman yüksek performanslı ve fonksiyonunu tam olarak yerine getirecek şekilde çalışmaktadır.
Son dönemde yaşanılan şudur; Üretim Departmanı talebini iletir, Teknik Departman şartnameyi oluşturur, Satın Alma Departmanı tanımı, standardı belli akaryakıt, inşaat demiri alır gibi makine almak için tedarike çıkar ve her şeye fiyat bazlı bakarak aslında firmasına çok büyük ihanette bulunur. Yukarıya ise “Bakın en ucuza makineyi aldım” diye kısa vadede, kendisine performans puanı, kendisine getiri peşinde koşar. Bunun hesabını sormayan patronlar, iş sahipleri olduğu sürece bu kaçınılmaz sondur. Bir gerçek var ki makine alıcıları sadece fiyatı odağa koyarak satın alma yaptıkları sürece her zaman aldanacaklardır. Tercih ettikleri ucuz makinelerin çıktıları sonucu orta ve uzun vadedefirmaları karlılık ve itibar kaybı yaşatacaktır.
 
Satış sonrasında müşterilerinize sağladığınız teknik destek çalışmalarınızı nasıl sağlamaktasınız? 
Bizim en güçlü olduğumuz ve müşteriyi hiç aldatmadan, iddialı bir duruş sergilediğimiz, performans gösterdiğimizfaaliyet alanımızdır SSH. Talep halinde çok özel bir durum olan pandemi döneminde bile fiziksel servis verdik. “Bu eski model, hurdaya ver. Gel yenisini al” demeden, çok eski makinelerimize bile servis veriyoruz. Türkiye’de ki çok az firma bu kadar yaşlı makinesine sahip çıkmakta, servis ve yedek parça sağlamaktadır. 20 yaşındaki makinemize revizyon veya yenileştirme yeni modele yaklaştırma, garanti hizmetini yeniden başlatma faaliyetini gerçekleştirmekteyiz. Online servis ile yerinde anında görüntülü ve erişimli servis verebilmekteyiz. Kargo ile yedek parça yollayabilmek ancak çok iyi dokümantasyon, iyi bir kalite kontrolü ve stok takibi ile sağlanabilmektedir. Tabii bunu sürdürebilmek için sırtlandığımız stok maliyetinin de oldukça ağır bir yük olduğu göz ardı edilmemelidir.
 
Dünyadaki gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Teknoloji hızla gelişirken siz teknolojiyi kendi bünyenizde nasıl takip ediyorsunuz? 
Bizim birebir kopya ile ürettiğimiz makinemiz yoktur. Tüm makinelerimiz kendi bünyemizdeki 3D tasarım programlarını kullanan ekibimiz ile tasarlarız, üretip devreye alırız. Sürekli olarak ürettiğimiz makinelerimiz de geliştirmeye efor sarf ederiz. Öncelikle sektörümüz ile ilgili teknolojiyi fuarlar ve internet üzerinden takip etmekteyiz. Bunun dışında ise yatırım yapan yerli firmalarda yönetimlerinin verdiği izin çerçevesinde, ithal gelen makineleri inceleyerek bu teknolojileri takip ederiz. Tedarikçilerimizle sık sık toplantılar yapıp yeni ürünler neler, ürünün sağlamlığını arttıracak yeni ürünleri nelerdir bu konuları konuşuruz. Mühendislik departmanımızda AR-GE ekibimiz ile yaptığımız Ürün – Parça – Sistem geliştirme toplantıları ile müşterilerimizden aldığımız geri bildirimlerden, SSH ekibinin her servis sonrası verdiği raporlardan kendimize notlar çıkartarak (ki en önemli gelişim kaynağımızdır), ekibimize yurtdışı fuarlara geziler yaptırarak makinelerimizde geliştiririz..
 
Son olarak, bize bu alanda ilerlemek isteyenlere söylemek istedikleriniz, şunu mutlaka yapın dediğiniz önerileriniz var mı? 
Bu alanda ilerlemek isteyenlere söylemek istediklerimin başında gelen, mesleğini severek ve doğruları uygulayarak çalışanların işinde her zaman en iyi yerlere geleceğidir.
Ancak tek hedefi kolay yerden, kısa zamanda para kazanmak olanlar zaten bu işte boşa vakit kaybederler. Başka işlere baksınlar. Bedava peynir fare kapanındadır sözünü de unutmadan..
 
Çalışmayı seven, bizim gibi eski “Ahilik” felsefesiyle yetişmiş, müşteriyi her şeye rağmen velinimet gören, dürüstlüğü merkeze almış iş ahlakına sahip kişiler olarak meslektaş rekabeti yapması esastır.
Rekabetçilik için doğrusu düşük fiyatla, taklitçilikle yarışmaktan ziyade, yeni teknolojilerle performansa odaklanması firmasının piyasadaki ismine ve işine mutlaka olumlu yansıyacaktır. Özellikle sektörde aynı işi yapan firmaların birbirini rakipten ziyade meslektaşı olarak görmelerini, samimiyetle bilgi paylaşımı yapmaktan çekinmemelerini tavsiye edebilirim. Bu yaşa dek yaşadıklarım bana gösterdi ki “Bilgi öyle bir zenginliktir ki paylaştıkça çoğalır, kişiyi, firmayı güçlendirir.” Sözü asla boşa söylenmemiş bir sözdür.

Bana bu söyleşi imkanını sağladığınız için Packworld ailesine teşekkür ederim.



 

0 YORUM

YORUM YAPIN

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER BAŞLIKLAR