ELF Otomasyon 20 yıldır faaliyet gösteriyor ve 2004 yılından bu yana OMRON Solition'ın ortağı olarak hizmet veriyor. Bu bağlamda ELF Otomasyon olarak kuruluş amacınız ve her geçen yıl büyüyen yapınızla gelişim süreciniz hakkında okuyucularımızı bilgilendirebilir misiniz?
ELF Otomasyon, kurulduğu günden bu yana Omron yönetim anlayışından ilham alan bir vizyonla her yıl gelişen ve gelişmeye devam eden bir şirket olmuştur. Otomasyon sektörüne farklı bir soluk olarak hızlı tedarik, teknik çözüm ve iyi hizmet ilkesiyle yoluna devam etmektedir. Bu anlayış ve bağlı olduğumuz ilkelerin şirketimizi daha fazla büyüteceğine inancımız sonsuzdur.

Global anlamda önemli bir yere sahip olan OMRON markasının distribütörüsünüz. Ürünleriniz ve ürün gruplarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Stok konusunda müşterilerinize nasıl bir hizmet sağlıyorsunuz?
Omron'un genişleyen ürün yelpazesiyle otomasyon dünyasının ne kadar sonsuz olduğunu görebilirsiniz. Küresel bir markayla çalışmak büyük sorumluluklar getiriyor. Attığınız her adım, kapattığınız her satış, markanın kalite ve hizmet anlayışıyla uyumlu olmalı. Bu bağlamda şirket yönetiminin de desteğiyle gelişim ve entegrasyon sürecim devam ediyor.
 
2024'ün ilk yarısını geride bırakırken ELF Otomasyon olarak 2024'ün geri kalanı için hedefleriniz ve beklentileriniz neler?
Bir satış elemanı olarak pazardaki finansal hedeflerin sadece birer rakamdan ibaret olduğunu ve her satış elemanının kendine bir hedef koyması ve hedefiyle rekabet etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yılın ilk yarısında son müşteri firmalarımızı hedeflemiştik. Ziyaret ve ticari başlangıç verilerine baktığımız zaman istediğimiz yerde olduğumuzu söyleyebilirim. İkinci yarı için ise hedeflerimiz daha büyük. Bu noktada hedef müşteri kitlesini üreticiler oluştururken teknik gelişim anlamında daha fazla eğitim programı ve daha zorlu kurslar bizi bekliyor.
 
Müşterilerinize sunacağınız ELF Otomasyon ayrıcalıklarınız hakkında neler söylersiniz? Neden ELF Otomasyon tercih edilmeli?
Bu konuda ilk akla gelen dinamik kadro olabilir. Hiyerarşi yapımıza baktığımızda tüm kademeler birbirini tamamlıyor. Bu da satışları kapatma hızı ve teknik desteğin yeterliliğini sağlıyor.
Tüm yurtiçi ve saha operasyonlarında bir ekip olarak çalışıyoruz. Aynı zamanda işimizi seviyoruz çünkü klasik çalışma koşullarından farklı bir aidiyet duygusuyla hareket ediyoruz. Elbette bu müşteriye de yansıyor. Büyüyen organizasyonumuza rağmen müşterilerimize hizmet hızımızda herhangi bir düşüş yansıtmıyoruz.

Türkiye pazarında sektörün genel sorunlarını ve bu sorunlar karşısında sunduğunuz çözümleri ele alırsak neler söylersiniz?
Sektörde en sık yaşanan problemler finansal olarak karşımıza çıkıyor. Müşterilerin genellikle ödemelerin vadelerini uzatma veya erteleme gibi talepleri oluyor. Ama unutulan nokta, biz distribütörlerin de finansal bir döngü içinde olduğudur. Ayrıca, piyasada parazit etkisi yaratan istikrarsız döviz kuru, merdiven altı üretilen ürünler ve bu ürünleri kullanan müşterilerin fiyat açısından bizim ürünlerimizi karşılaştırmasına sebep oluyor. Piyasada günü kurtarmak isteyenler ve yatırımcılar arasındaki bu savaşta kazanan her zaman yatırımcılar oluyor.
 
Dünyada otomasyon sektörünün gelişim sürecini incelersek, bu gelişimin Türkiye'deki yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve neler söylersiniz? Türkiye'nin küresel otomasyon pazarındaki konumu nedir?
Fabrika otomasyon sistemlerinde küresel trend yapay zeka ve makine öğrenmesi iken, ülkemizde maalesef robotlarla üretim ve görüntüleme çözümleriyle kalite kontrol yeni yeni ortaya çıkıyor.
Üst düzey üretim yapan fabrikalar var ancak genel orana baktığımızda çoğu üretici; belki finansal imkansızlıklardan ve var olanı koruma mantığından, belki de başka sebeplerden dolayı endüstrinin yeniliklerinden yoksun kalıyor.