Perşembe , 21 Kasım 2024
HABERLER
ANASAYFA / Röportajlar / Sürdürülebilirliği Sağlamak Adına Kaynakların Değerlerini ve Kalitelerini Korumalıyız

Sürdürülebilirliği Sağlamak Adına Kaynakların Değerlerini ve Kalitelerini Korumalıyız

Serkan ORHAN TOMRA Sorting Geri Dönüşüm Türkiye ve Ortadoğu Satış Müdürü

Sürdürülebilirliği Sağlamak Adına Kaynakların Değerlerini ve Kalitelerini Korumalıyız
Atık ayıklama da ağır çalışma şartlarının makineler için daha uygun olacağını, aynı zamanda gelişen yapay zeka ile envanter oluşturma konusuna çok daha hızlı yol kat edebileceğimizi düşünüyoruz.
 
TOMRA Geri Dönüşüm hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

TOMRA olarak sensör bazlı ayıklama çözümlerimiz ile geri dönüşüm alanında öncüyüz. Atık ve metal geri kazanımı sektörlerine yönelik sensör tabanlı ayıklama çözümleri sunuyoruz. Kısaca belirtmek gerekirse daha fazla malzemenin işlenmesini sağlamak üzere çeşitli atık akışlarından değerli olanları veya değerli malzemeler içerisindeki yabancı maddeleri birbirinden ayırıyor ve geri dönüşüm tesislerinin kullanabileceği hale getiriyoruz.
TOMRA ayıklama makinalarımız, geri dönüşümün birçok alanında kullanılıyor. Temel olarak atık ve metal geri dönüşümü şeklinde ikiye ayırabiliriz. Atık sektöründe evsel katı atık tesisleri, ambalaj atığı, kağıt ayıklama ve PET, PE, PP gibi plastik grubu geri dönüşüm tesislerinde ve diğer bazı özel uygulamaları olan birçok alanda ayıklama makinalarımız kullanılıyor. Metal alanında ise geri dönüşüm süreçlerini iyileştirmek için alüminyum ayıklama konusunda çalışıyoruz.
 
Geri dönüşümü çevre, doğal kaynaklar ve ekonomik açılarından değerlendirir misiniz? Ne gibi katkılar sağlıyor?

Gerek kaynakların etkili kullanılması ve ekonomik boyutu gerekse çevreye katkısı nedeniyle geri dönüşüm alanı bugün ve gelecek için büyük bir öneme sahip. Daha fazla sürdürülebilirlik için sınırlı olan kaynaklarımızın en iyi şekilde kullanma yollarının tanımlanması her şeyden önemli. Sürdürülebilirliği sağlamak adına kaynakların değerlerini ve kalitelerini korumalıyız. Bu noktada geri dönüşümün katkısı büyüktür.
Doğa ve çevre açısından ise geri dönüşümün zorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Her yıl, üretilen tüm plastik ambalajların % 32'si doğaya atılıyor. Sadece Avrupa'da her yıl yaklaşık 25,8 milyon ton plastik atık oluşuyor. Mevcut uygulamalara devam edilmesi durumunda 2050 yılına kadar okyanusta balıklardan daha fazla plastik olacağı öngörülüyor. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Bu rakamlara baktığımızda geri dönüşümün sadece çevre için bile zorunlu olduğunu anlayabiliyoruz.
Ekonomik açıdan baktığımızda ise aslında yine aynı tablo ile karşılaşıyoruz. Gelişmiş geri dönüşüm teknolojileri ile orijinal hammadde kalitesinde ürün üretmek mümkün. Hatta geri dönüştürülmüş plastiklerin, yerel ve uluslararası endüstriler için giderek daha değerli bir hammadde haline geldiğini söyleyebiliriz. Çok küçük bir örnek vermek gerekirse bir teneke kutunun geri dönüşümü, işlenmemiş malzemelerden üretilmesine kıyasla % 95 daha az enerji ve su gerektiriyor. Birincil bakır üretimi ise bakırın geri dönüşümünden %80-90 daha fazla enerji tüketimine neden oluyor. Yani gelişmiş teknoloji ile hem orijinal hammadde fiyatından daha uygun maliyetlerle üretim yapmak, hem de atığı azaltıp aynı zamanda çok daha az enerji tüketimi ile döngüsel ekonomiye katkı sağlamak mümkün. Eskiden geri dönüştürülmüş hammadde ikinci sınıf, kalitesi düşük hammadde olarak görülürken bugün dünyanın önde gelen ambalaj üretici firmaları, tekstil firmaları, marka sahipleri kendilerine geri dönüşüm hammadde kullanma hedefleri koyuyorlar.
 
Sizce Türkiye, geri dönüşüm alanında nerede duruyor? Avrupa ve yakın coğrafyalar ile karşılaştırdığınızda Türkiye’deki geri dönüşüm sektörü için değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Türkiye’de geri dönüşüm hızla ilerleyen bir sektör. Bizim zaten ülke olarak bir geri dönüşüm kültürümüz olduğu kanaatindeyim. Kağıt ve metal geri dönüşümü uzun süredir devam eden sektörler. Son 20 yıldır plastik geri dönüşümü ve evsel katı atık (çöp) tesisleri daha ön planda.
Örneğin PET geri dönüşümünde aylık yaklaşık 50.000 ton kapasitemiz var.  Bu rakam HDPE, PP ve LDPE’de çok daha fazla. Evsel atık üretimi, kişi başı yaklaşık 1,1 kg. Yıllık evsel atık üretimi, yaklaşık 33-35 milyon ton oluyor. Bu atıkların içerisinde yaklaşık yüzde 20 oranında geri dönüştürülebilir malzeme bulunuyor. Evsel Atık ayıklama tesislerinde otomatik olarak ayıklanan kapasite ise henüz yüzde 10’dan daha düşük seviyelerde.  Dolayısıyla Türkiye’de her atık sahasında kurulacak otomatik ayıklama tesisleri, ciddi bir potansiyel taşıyor.
 
TOMRA’nın ayıklama makineleri, sektörün gelişimine ve katma değerli ürün sunulmasına nasıl bir katkı sağlıyor?

Atık ayıklamanın her alanında üretilen kapasite, düşük fire, son ürün kalitesi ve emre amadelik önemlidir. Bazı sektörlerde sadece geleneksel ayıklama tekniklerine bağlı kalmak işin gelişmesinin önünde bir set oluşturuyor. TOMRA ayıklama makineleri, hem çok uzun çalışma saatlerinde, zor şartlarda ve yüksek kapasitelerde çalışabiliyor hem de son ürün kalitesini güvence altına alıp müşterilerimizin güven veriyor.
TOMRA, teknoloji liderliği ile daha önce çözümü olmayan konularda en son trendlerin yakalanmasına yardımcı oluyor. Böylece tesislerin Dünya’da çok hızlı ilerleyen trendlere uyum sağlamasını mümkün kılıyor. Patentli teknolojileri sayesinde hem işletme maliyetlerini azaltıyor hem de son ürün kalitesini arttırarak müşterilerinin maksimum kazanca ulaşmasını sağlıyor.
 
Geri dönüşüm için kullandığınız teknolojilerin detayları ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Yapay zeka ve makinelerinizin teknolojik özellikleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Geri dönüşüm sektöründe en yaygın olarak yakın kızıl ötesi – near infra red (NIR) sensörlerimizi kullanıyoruz. Bu teknoloji, ışık spektrumunda insan gözüyle görülemeyen bir alanı tarayarak malzemelerin hammadde yapısını anlamamızı sağlıyor. Kağıt ile plastik arasındaki farkı gözle görmek kolay fakat şeffaf bir PET şişe ile PVC şişe arasındaki farkı gözle tespit etmek çok zor olmasına rağmen NIR sensörü için oldukça kolay. Kullandığımız diğer yaygın teknolojiler ise VIS sensörü, kamera, X-Ray, lazer ve elektromanyetik sensörler olarak sayılabilir. Burada önemli olan konu, ayıklanacak malzemeyi en iyi algılamamızı sağlayacak sensör kombinasyonunun doğru oluşturulması oluyor.
 
Yeni makinelerinizi pazara sundunuz. Yeni ürünleriniz ve teknolojileri ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Yeni nesil AUTOSORT ve bazı yardımcı ünitelerin tanıtımını gerçekleştirdik. Bu süreçte hali hazırda kullandığımız teknolojileri daha verimli hale getirmek ve yeni nesil teknolojileri makinelerimize adapte etmek için çalışmalar yaptık. Yapay zeka, derin öğrenme gibi teknolojilerini geri dönüşüm sektöründeki günlük kullanıma uygun hale getirdik.
TOMRA’nın patentli FLYING BEAM teknolojisini en verimli haline taşıyarak ayıklama kalitesini mükemmel seviyeye çıkardık. Bunu yaparken piyasadaki en düşük işletme maliyeti sunan tasarımdan ödün vermedik. SHARP EYE teknolojisini artık bir opsiyon olarak değil tüm yeni nesil AUTOSORT makinelerinde standart olarak sunuyoruz. Böylece birbirine çok benzeyen malzemeler arasındaki farkı standart makinelerle görebilmemiz mümkün. Sisteme entegre edilebilen DEEP LAISER teknolojisi sayesinde daha önce tanımlanamayan siyah malzemeleri ayıklama şansımız var. Ayrıca yeni Akıllı Nesne Tanıma (IOR) sistemimiz sayesinde malzemeleri boyut ve şekillerine göre de sınıflandırma olanağımız var. Tüm bunların birleşimi bize daha önce çözümü olmayan malzemeler için birçok yeni imkan sunuyor.
 
Bu ürünler geri dönüşüm sektörüne nasıl yeni katma değerler sunacak?

Yeni ürünlerimizde hem kapasite artırımı, hem de daha küçük malzemeleri daha kaliteli bir biçimde ayıklamaya yönelik geliştirmeler uyguladık. Aynı zamanda verimlilik ve enerji tüketimi konularında zaten en üst düzeyde olan makinelerimizi daha da geliştirdik. Dolayısıyla yeni ürünlerimiz sektörde en optimum çözümleri sunuyor.
 
Yeni TOMRA AUTOSORT makinenizin lansmanını gerçekleştirdiniz. Bir önceki versiyon ile karşılaştırdığınızda bu makineniz nasıl bir fark sunuyor?

Yeni nesil AUTOSORT hem geliştirilmiş FLYING BEAM teknolojisi hem de artık opsiyon olarak değil entegre gelen SHARP EYE teknolojisi sayesinde malzeme algılama konusunda birbirine en yakın özellikleri sergileyen ürünlerde bile büyük başarı sağlıyor. Örneğin PET şişeler ile PET termoform malzemelerin kızıl ötesi sinyalleri neredeyse birbirinin aynı olmasına rağmen yeni nesil AUTOSORT için ayıklanması hiç zor değil. Yeni nesil FLYING BEAM tüm bant genişliğinde aynı performansı sergiliyor ve kayıpları en aza indirgiyor. Enerji verimliliğinden ödün vermeden arttırılan ışık kalitesi ile ayıklama performansında yeni seviyeyi bir üst düzeye taşıyor. Uygulamalara bağlı olarak yüzde 5’e varan verim artışları sağlanabiliyor.
Ayrıca yeni nesil DEEP LAISER teknolojimiz sayesinde daha önce NIR sensörleri tarafından algılanamayan siyah malzemeler gibi ürünlerin de tanımlanması mümkün hale geliyor.DEEP LAISER, Akıllı Nesne Tanıma (IOR) ile birlikte malzemeleri şekillerine göre de sınıflandırabiliyor. Örnek olarak HDPE silikon, kartuşlar içerisinde kalan silikon ürünü yüzünden geri dönüşüm malzemenin kalitesini kötü yönde etkiliyor. GAIN ve IOR teknolojileri sayesinde NIR sinyali HDPE olsa bile bu ürünleri farklı olarak tanımlayıp ayıklamak mümkün.

0 YORUM

YORUM YAPIN

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER BAŞLIKLAR

  • Romatizmaya Yaşamsal Destek Önerileri

    Romatizmaya Yaşamsal Destek Önerileri

    D vitamini eksikliği, fazla kilo ya da sağlıksız beslenme veya git gide soğuyan havalar ve nemli ortamlarda geçirilen uzun zamanlar da romatizmaya etki eden olumsuz faktörlere büyük bir zemin hazırlıyor.... Devamı »