Eşsiz doğası ve sürekli gelişen altyapısıyla Şili, Dünya Seyahat Ödülleri'ne göre 2016 yılında dünyanın en iyi “Macera Turizmi” bölgesi haline geldi. Bu uluslararası ödül, 1993'ten beri her yıl turizm endüstrisindeki her sektörün çalışmalarının tanıtılmasında ve geliştirilmesinde önemli rol oynadı.
Güney Amerika’da Pasifik Okyanusu ile And Dağları arasında uzanan Şili, coğrafi şekli sebebiyle kuzeyinde dünyanın en kurak yeri olan Atacama Çölü ile güneyinde dünyanın en güneyindeki şehir olan PuntaArenas arasında çok farklı iklim bölgelerine sahip bir şerit oluşturuyor. Güney Amerika’nın en güney noktası olan Horn Adasında ki Cape Horn ve Antartika topraklarındaki JuanFernandezAdası’da Şili sınırları içinde yer alıyor.
Şili bağımsız bir ülke olarak 1810 yılında İspanya’dan ayrılarak egemenliğini ilan etmiştir. Şili’nin Başkenti Santiago’dur. Santiaga 1541 yılında kurulmuştur.Santiaogo’da nüfusu önemli bir kısmı, 7.7 milyon kişi bulunmaktadır. Ülkede resmi dil olarak kabul edilen ve nüfusun neredeyse tamamı tarafından konuşulan dili İspanyolca’dır.  Şili kendine özgü bir aksana sahip İspanyolca’sıyla diğer Güney Amerika ülkelerinden ayrılmaktadır. Bunun dışında ülkede yerli nüfusun konuştuğu Mapudungun, Quechua, Aymara gibi yerel dillerde mevcuttur. Almanca Ülkede varlığını koruyan diğer bir Avrupa dilidir. Ülke Katolik inancı etkisi altındadır, Katoliklik ülkenin üçte ikisinin dini olmakla beraber, kendini agnostik veya ateist olarak tanımlayanlarda bulunmaktadır.
Oldukça liberal bir ekonomiye sahip Şili’de ekonomik veriler ülkeyi Güney Amerika’nın en yüksek standartlara sahip bölgesi olarak gösterir. Ülkenin ekonomisinin temel taşı olarak bilinen bakır maden işletmeciliği. Şili’nin GDP rakamlarının yüzde 20’sini ve ihracatın yüzde 60’ını oluşturmaktadır. Şili’nin bakır madenlerinden biri olan Escondida tek başına dünya bakır kaynaklarının yüzde 5’ine sahiptir. Şili dünyanın bakır talebinin üçte birini karşılar. Tarım faaliyetleri ülkenin gelirinin yüzde 5’ini oluştururken, Yıllar içerisinde turizm Şili’nin önemli ekonomi kaynaklarından sayılmaya başlamıştır.
 
Santa Lucia tepelerinden şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. 
Ülkenin başkenti olan ve Dünya’nın en büyüleyici şehirleri arasında gösterilen Santiago, hareketli eğlence hayatı, ilginç müzeleri, restoranları, sanat galerileri, tiyatral faaliyetleri ile aynı zamanda ülkenin kültür ve sanat başkenti konumundadır. Yılın her mevsiminde size uygun bir alternatif bulabilir, şehrin yüksek yerleri ve Santa Lucia gibi tepelerinden şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Bunlardan bir tanesi;
Huelén Tepesi, Santiago, Şili'nin merkezinde küçük bir tepedir. Güneyde Alameda del LibertadorBernardoO'Higgins, batıda SantaLucía Caddesi ve doğuda Victoria Subercaseaux arasında yer almaktadır. Bitişik bir metro istasyonuna ismini vermiştir. Tepenin çevresi 629 m yükseklikte ve 69 m yüksekliğindedir.
 
Şili Cumhuriyeti’nin başkanlık konutu olan Palacio de la Moneda
Palacio de La Moneda, Şili Cumhuriyeti'nin başkanlık konutudur. İspanya'nın Amerikan kolonilerinde inşa ettirdiği en görkemli binalardan biri olan saray Şili'nin başkenti Santiago'nun merkezinde yer alır. Palacio de La Moneda, İtalyan mimar JoaquínToesca tarafından tasarlanmışt. 1784 Yılında yapımına başlanmış ve 1805'te halen inşası sürmekte iken kullanıma açılmıştır.1845 Haziranında, başkan Manuel Bulnes'in yönetiminde hükûmetin başkanlık konutu olmuştur. 1930 sarayın önüne Plaza de la Constitución. yapıldı. GabrielGonzálezVidela'nın başkanlığından sonra saray bu konumunu kaybetmiştir.
 
Şehrin yaşam merkezi olan Plaza de Armas
Şehrin yaşam merkezi olan Plaza de Armas mutlaka görmeniz gereken yerler arasında yer alıyor.
Güzel bir parka ev sahipliği yapan meydanda bir çok meydanda olduğu gibi sokak sanatçıları ve işportacılar hünerlerini ve ürünlerini sergiliyorlar. Plaza Armas’ın batısında bulunan Metropolitanokatedrali, ve kuzeydeki tarih müzesi ve tarihi postane binaları
Plaza de Armas, Şili'nin başkenti Santiago'nun ana meydanıdır. Kare ızgara desenine sahip Santiago'nun ilk düzeninin merkezidir. Bu kentsel tasarım 1541'de Pedro de Valdivia tarafından atanan Pedro de Gamboa tarafından gerçekleştirildi.

Atacama Çölü ve orta yerindeki dev el heykeli

Şili’nin kuzeyindeki Atacama Çölü “dünyanın en kurak çölü” unvanını taşır. Atacama Çölü,And Dağları'nın hemen yanında bulunmaktadır. Aslında bu bölgeler coğrafi olarak yağmur bölgesidir. Fakat doğu rüzgârlarının aşırı bir şekilde kuru olması meydana gelecek olan yağışların engellenmesine neden olmaktadır.
Pan-American otobanının 1309’uncu kilometresinden girilen dar bir yol sonu ulaşılan çimentodan yapılmış 12 metrelik bu dev heykelin adı La Mano del Desierto yani “çölün eli”.Eser Santiago’lu heykeltıraş MarioMarioIrarrázabal olsa da fikir babası Antofagasta’lılar. Bundan 25 yıl önce Şili’nin bakır madenciliği endüstrisinin faal olduğu alanın kıyısında izole bir kenti olan Antofagasta yerlileri, sanatçıdan Atacama Çölü arazisindeki boşluğu kıracak bir anıt istemiş. Demir bir iskeletin üstüne dökülen çimento ile yaratılan eser de 1992 yılında tamamlanarak çöldeki yerini almış.Antofagasta’nın güneyinden yaklaşık bir saat uzaklıktaki dev heykel sadece kum ve alçak tepelerden ibaret bir hiçliğin ortasında yoldan geçenlere el sallar gibi duruyor. Birçok turist de hikayeyi bilmediği için elin kayıp bir uygarlıktan kalma bir iz olduğunu düşünüyor ve yanına geliyor.Eserin en büyük sorunu ise ıssız bir noktada olduğu için sıkça vandalların saldırısına uğraması. Yılda iki kez Antofagasta’dan bir kamu organizasyonu La Mano del Desierto’ya gelip üstüne kazınan ve yazılan isimleri temizlemeye çalışıyor.
 
Dünyanın en eski Mumyacıları Mısırlılar değil Şilili avcı toplayıcılardı
 
Ülkenin kuzey bölgesinde Arica-Parinacota, Tarapaca, Antofagast ve Coquimbo da Arkeolojik alanlar
veAnd dağlarını görebilirsiniz.
Şili'de Atacama Çölü'ne M.Ö. 7000 civarında yerleşen Chinchorro halkının, Mısırlılardan yaklaşık 2 bin yıl önce, M.Ö. 5.000 yıllarında mumyalanma tekniği geliştirdiklerine dikkat çekildi. Şili, Dünyanın en eski mumylarının bulunduğu alanın UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmasını istiyor.
Dünyanın en eski mumyalarının yaklaşık 7 bin yıl önce Atacama Çölü'nde yaşayan avcı - toplayıcı gruplara ait olduğunu bilmek, konuya yabancı olanlara şaşırtıcı gelebilir. Ama Güney Amerika'nın çanak çömleksiz dönem öncesi avcı toplayıcıları yaklaşık M.Ö: 5 binli yıllardan itibaren yanı Mısır'dan en az 2 bin yıl önce mumyalama yapıyorlardı.
Şili'deki San Miguel de Azapa Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi'nde bulunan 300 mumya ve onların bulunduğu alanın UNESCO DÜnya Mirası Listesine alınması için çalışmalar sürüyor.
Alman arkeolog MaxUhle tarafından yıllar önce keşfedilen mumyaların,  dünyanın en eski mumyaları olması kadar mumyacıların çanak çömleksiz dönem avcı-toplayıcılar olması yönünden önemli olduğuna dikkat çekiliyor.
 
And Dağları'nın Görkemli Kayak Merkezleri.
Santiago’nun da dahil olduğu orta bölgelerinde Valparaiso, O’Higgins ve Maule’de, güney yarım kürenin en iyi kayak merkezleri olan El Colorado, Portillo ve Villa Nevado’ya oldukça görkemli.
And Dağları'nın dağlık bölgesinde yer alan Kayak Merkezleri yapmak isteyenlere tüm kış aktiviteleriniyapma imkanı sağlamaktadır. Kızak olarak eğlenceli bir maceranın tadını çıkarabilecek, panoramik telesiyeji ile gökyüzünü seyredip, bu görkemli alanın vadisinde kar yürüyüşünde And Dağları'nın muhteşem güzelliği keşfedilebilmektedir.
 
 
Dünyanın en büyük havuzu San Alfonso del Mar
Şili'nin Algarrobo kentindeki San Alonso del Mar tatil köyünde, uzunluğu 1.000 m'den fazla, 8 futbol sahası büyüklüğünde.Sıcaklığı 26° C, 250.000 m3 temizlenmiş ve filtrelenmiş deniz suyu. Maliyeti 1.34 milyar Euro. Dünyanın en büyük havuzuna sahip olan bu yer, her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Santiago ya yaklaşık 2 saat mesafede olan Algarrobo misafirlerine keyifli anlar yaşatıyor.
Yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki olan bu havuz, 20 dönümlük bir alana inşa edildi. Beş yıl süren inşaat boyunca 1 milyar dolar harcandı.
Havuzun bir de cam piramit ile kapatılarak, daha serin dönemlerde de kullanıma açık kalmasını sağlayan kapalı bölümü bulunuyor. Havuz ayrıca 36 metre derinliğe sahip.
 
RobinsónCrusoe Adası 
Şili'nin JuanFernándezTakımadası'na ait, Büyük Okyanus'un güneyinde, Güney Amerika kıyılarının 674 km batısındaki bir adadır. Adanın ismi 1966 yılında Şili hükümetince Isla RobinsónCrusoe olarak değişitirilinceye kadar Isla MásaTierra adını taşıyordu.
1704 yılında İskoç denizci Alexander Selkirk bu adada mahsur kalır ve 4 yıl 4 ay boyunca adada tamamen yalnız olarak yaşar. Yazar Daniel Defoe klasik romanı RobinsonCrusoe'da bu hikâyeden esinlenmiştir.
Yaklaşık 500 ada sakininin büyük kısmı, San JuanBautista adlı yerleşim yerinde yaşar ve Istakoz avcılığı ile turizmden geçimini sağlar. Ada halkı birkaç araca, bir uydulu internet bağlantısına sahiptir. Birçok kez sadece ismi sebebiyle (RobinsonCrusoe), yıllık birkaç yüz turist adayı ziyaret eder. Bunun yanı sıra I. Dünya Savaşı sırasında ada önünde batan Alman gemisi SMS Dresden batığı da, dalgıçlık için sevilen bir mekandır.
 
Şili Birçok Doğa Harikası yeri ile dolu
Ülkenin güney bölgeleri olan Biobio, Araucania, Los Rios, Los Lagos, Pucon da güney Şili nin yerel halkı Mapuche’leri ve göller, nehirler ve mitolojik Şili adalarından oluşan, birçok ulusal parkın bulunduğu doğa harikaları görülmeye değer.
Fiyortları, gölleri, ormanları ve buzulları ile Batı Patagonya’nın yer aldığı Şili Antartikası ya da dünya üzerindeki bir çok kayıp uygarlığa ev sahipliği yapmış ünlü Paskalya Adasında Moai heykellerinin yer aldığı RapaNui Ulusal Parkı mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.